Meltem Arslan

2002 yapımı Bilim Kurgu, Aksiyon, Gerilim dalında; başrollerinde  Milla Jovovich ,  Michelle Rodriquez ,  yönetmenliğini   Paul W.S. Anderson 'ın yaptığı, aynı zamanda senaryosunu da yazdığı aslında bir video oyun serisinden uyarlanmış bir yapımdır.  Ölümcül Deney  6 filmden oluşan serinin ilk filmidir.    Umbrella  görünüşte çeşitli dallarda üretim yapan aslında şirket çalışanlarının bile bilmediği genetik deneylerin yapıldığı biyolojik silahların üretildiği gizli projelerin planlandığı dünya devi büyük bir şirkettir. Umbrella'nın asıl merkezi Kuzey Amerikadadır. Umbrella'nın bu gizli çalışmalarını yaptığı bu yer altı tesisinde T virüsü adındaki bir enfeksiyon serbest kalır. Bütün tesisin yönetimi elinde olan  Kızıl Kraliçe  adlı bilgisayar, virüsün yayılmasını engellemek için tesisin tüm giriş çıkışlarını kapatır ve tüm personel burada ölürler.    S.T.A.R.S.  isimli bir komando ekibi araştırma için kurulur, ekibin başında  Alice  ve  Rain  vardır. Tesise giren ekip korkun

Uçsuz bucaksız bir orman, bir Kara Orman... Sonsuzluk gibi, hiç bitmeyecek gibi her bir yanımız sarılmış. Çıkış yok... Teksin, yalnızsın, bir başına bu sonsuzlukta buluvermişsin kendini. Tek gördüğün her tarafını sarmış çorak, kökleri dışarıda, yapraksız, kurumuş, acayip şekillerde ağaçlar ve karanlık. Nasıl geldiğini bilmeden oradasın, kendini bu sonsuzluğun tam ortasında buluvermişsin ...dipsiz bir Kara Orman...   Düşün ki bir sabah uyandığında kendini böyle bir yerde buluvermişsin. Yalnızca bir anlığına gözlerini kapa ve hayal et. Ne çok şey varmış hayatımızda görmezden geldiğimiz meğer...   Nasılsa güneş her sabah doğacak ya bizim için, ağaçlar yeşerecek, çiçekler açacak, kuşlar cıvıldayacak, usulca esen meltem doğanın kokusunu taşıyacak, ırmaklar çağlayacak... Gece ayrı güzel gelecek, ayıyla yıldızıyla pırıl pırıl, hatta dilek tutalım diye bir yıldız kayıverecek ya... Ne kadar da rutin doğal, hepsi bizim için burada...   Peki ya bir sabah kalktığında bunların hiçbiri yoksa... Bir

Fındık İşi  yönetmenliğini  Peter Leperiotis 'in yaptığı 2014  Kanada  yapımı  Animasyon / Komedi  türünde bir film.   Asık suratlı sincap  Sully  ve onun fare arkadaşı  Buddy  şehir merkezinde bir parkta diğer hayvanlarla birlikte yaşamaktadırlar. Bir gün parka gelen bir fındık satıcısının arabasını soymak isterler fakat işler karışır. Bu başarısız soygun sonunda parktaki diğer hayvanların kışlık yiyecek stokunun da yanmasına sebep oldukları için hayvanların lideri  Rakun  onları park dışına sürgüne gönderir ve kendilerini bir anda büyük bir maceranın içinde bulurlar.   Şehrin içinde ki parkta yaşayan sincap ve fare yiyecek bulmak için kendilerini bir anda şehrin karmaşasının içerisin de bir başına ve savunmasız bulurlar. Fakat bütün bu zorlukları aşmanın yolunu insanları örnek alarak çözmeye çalışırlar.  Bir yanda sincap ve farenin şehirde ki yiyecek avı, diğer yanda rakunun onların planlarını bozma çabaları; öteki tarafta paravan bir fındık şirketi aracılığı ile banka soyan insa

Sevme Sanatı  psikonalist, sosyolog ve filozof olan;   Frankfurt Okulu nun temsilcilerinden  Erich Fromm  tarafından 1956 yılında yazılmıştır.   Yazar bu kitabında sevginin bir şans olmadığını sevmenin de tıpkı diğer sanat dalları gibi bir eylem olduğunu ve öğrenilebileceğini dile getiriyor.  Sevme Sanatı nda gerçek sevgiyi bulma yolunda okuyucuya yol gösteriyor.   Yine kitaptan alıntı şu söz kitabın içeriğini özetliyor aslında; ''Hiçbir şey bilmeyen, hiç bir şeyi sevemez. Hiçbir şeyi yapamayan, hiç bir şey anlamaz. Hiçbir şey anlamayan, değersizdir. Oysa anlayan kişi aynı zamanda sever, farkına varır, görür... Bir şeyin aslında, ne kadar bilgi varsa daha fazla sevgi vardır... Tüm yemişlerin böğürtlenlerle aynı zamanda olgunlaştığını düşleyen kişi üzümlere ilişkin bir şey bilmiyor demektir. -  Paracelsus ''   "Sevme Sanatı" benim çok uzun zaman önce severek okuduğum bende iz bırakan eserlerden biri olduğu için sizlerle paylaşmak istedim. Sevginin ne olduğunu n

2009 yılı yönetmenliğini  John Lee Hancook 'un yaptığı, başrollerinde  Sandra Bullook ,  Tim McGraw ,  Quinton Aaron ,  Lily Collins ,   Jae Head ,  Kathy Bates 'in oynadığı biyografi/ dram dalında yapılmış çok iyi bir aile filmi. Bu filmdeki rolü ile  2010 Akademi Ödüllerinde   Sandra Bullook  en iyi kadın oyuncu dalında  Oscar  almıştır.    Michael  babasını hiç tanımamış annesi uyuşturucu bağımlısı 13 kardeşten biridir. 18 yaşına gelmiş olmasına rağmen doğru düzgün bir eğitim alamamıştır. Spordaki yeteneğini gören bir beden eğitimi öğretmeninin ısrarları ile  Hristiyan  okuluna kaydı yapılır ama kağıtlarını hep boş veren  Koca Mike 'dan bütün öğretmenleri şikayetçidir, hiç arkadaşı yoktur  Mike 'ın...   Yağmurlu soğuk bir akşam  Michael 'ı üzerinde tişörtü ve şortu ile yürürken kızı ve oğlu aynı okulda okuyan  Leigh Anne  ile karşılaşırlar.  Michael 'ın gidecek yeri olmadığını fark eden  Leigh Anne  bir geceliğine onu evlerine götürür. Çok zengin olan  Leigh

    Fakir Baykurt ' un 1954 yılında yazdığı, köyde yaşanmış bir toprak kavgası ve  Kara Bayram 'ın haklı mücadelesi anlatılır.  Fakir Baykurt  bu romanının ardından  Irazca'nın Dirliği  ve  Kara Ahmet Destanı  ile devamlarını yazarak  Fakir Baykurt  üçlemesini yapmıştır.    Kara Bayram  köyün mert, yağız delikanlılarındandır. Hamile karısı, üç çocuğu ve anası ile birlikte babadan kalma evlerinde huzur içinde yaşamaktadırlar.  Kara Bayram  yıllarca bu köyde çalışmış, az miktardaki toprağı ile geçimini sağlamıştır. Fakat bir gün  Deli Haceli  ile karısı  Fatma Bayramlar ın evinin önündeki boş araziye ev yaparlar. Bu da yetmezmiş gibi köye gelen kaymakamı ağırlamak için  Kara Bayram 'ın kuzusunu çalarlar. Köyün muhtarı da kendi kişisel çıkarları için  Deli Haceli 'ye destek olur  Kara Bayram ı adamlarına dövdürtür. Oğlunu o halde gören  Irazca Ana  çıldırır ve hepsinden intikam almak için işe koyulur...   Sade bir dil ile köy ağzı ile yazılan bu roman ezilen köylülerin

  Yönetmenliğini  Gore Verbinski 'nin yaptığı başrollerinde  Naomi Watts  ve  Martin Henderson 'ın oynadığı ilki 2002, ikincisi 2005 yılında vizyona giren Amerikan yapımı bir korku filmidir.   2002'de vizyona giren  Halka 'nın birincisinde; içerisinde gizemli görüntülerin olduğu bir video kaseti izleyenler 7 gün içerisinde esrarengiz bir şekilde ölüyorlar. Gazeteci olan  Rachel  yeğeni ile birlikte 4 gencin ölümünün ardından bu olayı araştırmaya başlar. Kaseti  Rachel  da izler ve sonrasında kendisi ile birlikte oğlu  Aiden 'ın da hayatının tehlikede olduğunu fark eder. İyice köşeye sıkışan  Rachel  sevgilisi ve oğlunun babası olan  Noah 'dan yardım ister.  Rachel 'ın bu gizemi çözmek ve hayatını kurtarabilmek için sadece yedi günü vardır...    2005'de vizyona giren  Halka 'nın ikinci serisinde ise, ilkine göre daha hareketli korku dolu sahneler vardır.  Rachel  ve  Aiden  yaşananlardan sonra şehir değiştirip, kendilerine yeni bir yaşam kurarlar. Fak

   Dostoyevski 'nin 1982 yılı Adam Yayıncılıktan yayımlanan birinci basım, çevirisini Mehmet Özgül'ün yaptığı 128 sayfalık romanını okudum. Kitapta metin dışı yazarın kitap hakkındaki bir ön sözüne de yer verilmiş.   Kırk yaşlarındaki bir adamın senelerce kendinden dahi sakladığı, geçmişine geriye dönüp bakışı şimdiki haline nasıl geldiğini sorgulaması ve bir sığınak olarak gördüğü yeraltı olarak adlandırdığı iç dünyasını konu almakta. Yazar içindeki karanlığı, kırgınlığı, çatışmaları, kızgınlıklarını anlatır. İnsanları neden sevmediğini kendisini anlamayan arkadaşlarına duyduğu öfkeyi dile getirir.   Bu romanı okurken Dostoyevski'nin ruhsal durumunun iyi olmadığını, tam anlamıyla bir patlama yaşadığını düşünüyorsunuz çünkü gerçekten oldukça ağır bir psikolojik yapıt olmuş. Zaten Dostoyevski romanında sürekli " ben hasta ruhlu bir adamım" diyor. Bu romanı okuduktan sonra Dostoyevski'nin ne kadar büyük bir yazar olduğunu görüp bütün diğer eserlerini okumak isti

Hani nerede o bayram tadında bayramlar... Hani günler öncesinden başlayan bayram heyecanı, içimizi kaplayan bayram çoşkusu... Hani nerede o tatlı telaş...   Arife gününe kadar yaptığımız o güzelim rutin olmazsa olmaz hazırlıklarımız vardı ya... Hani evin küçüklerine, çocuklarına mutlaka alınan özenle seçilen o bayramlık elbiseleri almadık; Eminönü'nün güzelim tarihi çarşılarından en tazesinden lokumu, bademi, şekeri, kuruyemişini  almadık; mis gibi sokağı saran kokusuyla davet ettiği, sokak boyunca uzayan kuyruğunda sıra bekleyerek aldığımız ille de Hacı Mehmet Efendi Türk Kahvesini de almadık.   Arife günü bütün gün süren perdeler, halılar, camlar, koltuklar mis gibi olsun diyerek deli gibi yapılan bayram temizliğini yapmadık; maharetli olanlarımızın evde kendilerinin açtığı ev baklavaları ya da yapamayanların tepsi tepsi sipariş verdiği o lezziz baklavaları da yapmadık.   Bu sabah evin küçüğü baş ucunda yeni papuçları, askıda yeni ütülü elbisesi ile sabahın olmasını dört gözle be

    Halide Edib Adıvar 'ın ilk baskısı 1924 yılında yayınlanmış olan  Kalp Ağrısı   kitabının ben  Remzi Kitabevi  yedinci basımını okudum. 245 sayfa olan kitap  Halide Edib 'in en güzel, en olgun romanlarından birisidir ve  Halide Edib 'de sürekli okuduğumuz  Kurtuluş Savaşı  döneminden çok farklı olarak kadın erkek ilişkilerini, yoğun bir şekilde  yaşanan duygu, düşünce, hırs yüklü aşkları ile kalp ağrılarını görüyoruz.   Zeyno bir doktorun kızıdır. Yaşadığı acı bir kalp ağrısını bir gün babasına anlatır ve tuttuğu günlüğü babasına verir. Zeyno yine bir doktor olan Saffet ile nişanlıdır ama ona karşı bağı duygusal değil daha çok mantıksaldır. Bu arada çok sevdiği arkadaşı Azize'nin aşkı Binbaşı Hasan Bey'e aşık olur. Zeyno'nun aşkı karşılıksız kalmaz Hasan Bey'de onu sever. Lakin Azize Hasan'ın kendisiyle evlenemeyeceğini hissedince intihara teşebbüs eder. Çok hastalanan Azize'nin hayatı Hasan'ın ellerindedir. Bunun üzerine Zeyno büyük bir feda

Yönetmenliğini  Daniel Benmayor 'un yaptığı, baş rollerinde  Adam Rayner ,  Marie Algeropoulos ,  Taylor Lauthner 'in oynadığı 2015'de gösterime giren aksiyon türünde bir yapımdır.   Filmin başından sonuna kadar aksiyona doyuyorsunuz ve bir de  Alacakaranlık  serisinden tanıdığımız  Taylor Lauthner 'in başrol oyuncusu olması da filmi daha bir izlenir kılıyor.   Cam New York'lu bisikletli bir kuryedir. Cam'in başı mafya ile derde girer, onlardan kaçmak isterken Nikki isimli bir genç kıza çarpar. Cam ve Nikki bir süre sonra kendilerini beklenmedik bir aşkın içerisinde bulurlar. Fakat Cam'in başı bir türlü dertten kurtulmaz.   Senaryo biraz vasat olsa da eğer aksiyon seviyorsanız  filmin başından sonuna kadar hareketli sahnelerin olduğu, parkour sporunu sevenler için muhteşem sahnelerin olduğu, aksiyonun hiç hız kesmediği bir yapım.    Kısacası sıradan gençlik filmlerin de izlediğimiz genç yakışıklı kahramanımızın aşık olduğu kıza ulaşma çabaları ve kızın çevre

Her gün yenilenen, her gün değişen sistem... Yenileneni anlamaya çalışırken, tekrar yenilenen, hızına yetişemediğimiz bu durdurulamaz gelişmişlik adı altındaki bilinçsizlik...   Eski ile yeniyi kıyaslayacağımız öyle çok konu var ki bunlardan biri de eğitim... Bir Teog velisi olarak iki yıldır istemeyerek de olsa kendimizi endişe, huzursuzluk, korku gibi olumsuz duyguların yanında yine hiç istemediğimiz bir yarışın içerisinde bulduk. Sonuç hüsran...   Hafta sonu kursları, yaz tatilinde gidilen kamplar, bütün gün okulda çözülen testler yetmezmiş gibi bir de akşam altılara kadar etütlerden sonra ekstra çözülen yüz iki yüz soru daha... Masanın üzerindeki dağ gibi test kitaplarının arasında kaybolmuş çocuğunuzu görünce, üzülüyorsunuz ama sonra bir hedefi olduğunu düşünerek, ''onun da hakkı iyi bir lisede okumak'' diyerek siz de biten test kitaplarına yenilerini ekleyerek destek oluyorsunuz. Ve böylece aylar geçiyor...   Ve büyük gün, ilk Teog maratonu onun için de sizin için