Martı
Anton Çehov'un klasiklerinden etkileyici, düşündürücü ve dramatik oyunu "Martı" Behçet Necatigil tarafından Türkçe'ye çevrilmiş ve oyunun yönetmenliğini Yıldırım Fikret Urağ yapmış.
İki perde ve iki buçuk saat süren oyun da; Jülide Kural, Mert Tanık, Pelin Abay, Nazif Uğur Tan, Yeşim Koçak, Mert Asutay, Rozet Hubeş, Ersin Sanver, Hakan Arlı, Mert Aykul, Kamer Karabektaş ve Z.Bahar Çebi sahne alıyor.
19. yüzyıl Rus eleştirel gerçekçi tiyatrosunun önde gelen temsilcilerinden olan Çehov'un 1898'de Moskova Sanat Tiyatrosu'nda sahnelediği Martı oyunu büyük bir başarı kazanmıştır. Bu oyunun başarısı Çehov'un Sanat Tiyatrosu ile ortaklığının başlangıcı olmuştur. Martı Çehov'un klasikleşmiş baş yapıtlarındandır.
Oyun yıldızı sönmekte olan aktris İrina, oyun yazarı oğlu Konstantin Treplev, yazar sevgilisi Trigorin ve Konstantin'in aşkı saf kız Nina arasındaki çatışmalar arasında geçer.
Bir akşamüstü göl kenarındaki Sarin Çiftliğinde genç yazar Treplev'in yazdığı oyunu izlemek üzere yazarın annesi, sevgilisi ve ev halkı bir araya gelirler. Sahnede Treplev'in sevgilisi büyük oyuncu olma hayalleri kuran Nina vardır. Büyük bir heyecan ve umutla başlayan oyun Treplev'in annesinin oyunu yarıda kesmesi ile başlayan olumsuzluklarla sona erer ve bu andan itibaren her biri bir yerlere savrulur. Bu çiftlikte bir araya gelmiş birbirinden farklı bu insanların tek ortak noktaları sanattır.
Yaşama bakış açıları farklı, sanat anlayışları da farklı bu insanları hayat önce başka başka yerlere savuracak fakat sonra martının sudan ayrılamaması misali hepsi yine kendilerini o çiftlikte o gölün kenarında bulacaklardır.
Çehov oyununda yıkılmaya yüz tutmuş Çarlık Rusya'sının bunalıma düşürdüğü aydın, burjuva ve toprak soylularının dramını anlatıyor. Ama bütün bunların özünde aşkla yoğrulmuş, tutkuyla bağlı isteseler de kopamayan yüreklerin dramı da dile getirilmiş. Treplev'in oyunda vurduğu martı misali ruhları ölmüş bu insanların dramını anlatıyor Çehov.
Şehir Tiyatrolarının Harbiye Muhsin Ertuğrul sahnesinde izlediğim bu oyunu seyretmenizi şiddetle tavsiye ederim.
İyi Seyirler :)
İki perde ve iki buçuk saat süren oyun da; Jülide Kural, Mert Tanık, Pelin Abay, Nazif Uğur Tan, Yeşim Koçak, Mert Asutay, Rozet Hubeş, Ersin Sanver, Hakan Arlı, Mert Aykul, Kamer Karabektaş ve Z.Bahar Çebi sahne alıyor.
19. yüzyıl Rus eleştirel gerçekçi tiyatrosunun önde gelen temsilcilerinden olan Çehov'un 1898'de Moskova Sanat Tiyatrosu'nda sahnelediği Martı oyunu büyük bir başarı kazanmıştır. Bu oyunun başarısı Çehov'un Sanat Tiyatrosu ile ortaklığının başlangıcı olmuştur. Martı Çehov'un klasikleşmiş baş yapıtlarındandır.
Oyun yıldızı sönmekte olan aktris İrina, oyun yazarı oğlu Konstantin Treplev, yazar sevgilisi Trigorin ve Konstantin'in aşkı saf kız Nina arasındaki çatışmalar arasında geçer.
Bir akşamüstü göl kenarındaki Sarin Çiftliğinde genç yazar Treplev'in yazdığı oyunu izlemek üzere yazarın annesi, sevgilisi ve ev halkı bir araya gelirler. Sahnede Treplev'in sevgilisi büyük oyuncu olma hayalleri kuran Nina vardır. Büyük bir heyecan ve umutla başlayan oyun Treplev'in annesinin oyunu yarıda kesmesi ile başlayan olumsuzluklarla sona erer ve bu andan itibaren her biri bir yerlere savrulur. Bu çiftlikte bir araya gelmiş birbirinden farklı bu insanların tek ortak noktaları sanattır.
Yaşama bakış açıları farklı, sanat anlayışları da farklı bu insanları hayat önce başka başka yerlere savuracak fakat sonra martının sudan ayrılamaması misali hepsi yine kendilerini o çiftlikte o gölün kenarında bulacaklardır.
Çehov oyununda yıkılmaya yüz tutmuş Çarlık Rusya'sının bunalıma düşürdüğü aydın, burjuva ve toprak soylularının dramını anlatıyor. Ama bütün bunların özünde aşkla yoğrulmuş, tutkuyla bağlı isteseler de kopamayan yüreklerin dramı da dile getirilmiş. Treplev'in oyunda vurduğu martı misali ruhları ölmüş bu insanların dramını anlatıyor Çehov.
Şehir Tiyatrolarının Harbiye Muhsin Ertuğrul sahnesinde izlediğim bu oyunu seyretmenizi şiddetle tavsiye ederim.
İyi Seyirler :)
Yorumlar
Yorum Gönder