Piyanist / The Pianist
2002 yapımı, yönetmenliğini Roman Polanski'nin yaptığı, baş rollerinde Adrien Brody, Emillia Fox, Daniel Caltagirone, Ed Stoppard, Thomas Kretschmann'nın oynadığı Wladyslaw Szpilman'nın hayatının anlatıldığı Almanya-Fransa-Polonya-İngiltere ortak yapımı film Cannes Film Festivalinde Altın Palmiye ödülü almış ayrıca en iyi film dalında Oscar'a aday olmuştur. 150 dakikalık drama-biyografi-müzikal türü bu film de yine unutulmazlarım arasında arşivimin en değerlilerinden.
Film gerçek bir hayat öyküsünü anlatıyor. Yahudi piyanist Wladyslaw Szpilman'nın hayat öyküsü. Hikaye ikinci dünya savaşı sırasında Polonya'da geçiyor. Savaş sırasında Varşova gettosunda saklanarak hayatta kalmayı başaran piyanisttin hayat öyküsü.
İkinci Dünya Savaşı başlayıp Almanlar Polonya'yı işgal ettiğinde Wladyslaw yirmi sekiz yaşında genç bir piyanisttir. Genç olmasına rağmen Polonya'nın en başarılı piyanistlerindendir. Varşova radyosunda çalışmakta, konserler vermekte ve bestecilik yapmaktadır. Ülkenin en başarılı piyanistlerinden Wladyslaw'ın savaşla birlikte bütün hayatı tersine döner. Almanlar Polonya'yı işgali sonrasında Yahudilerin yaşam alanları iyice daralmıştır. Almanlar Yahudileri çocuk, yaşlı, genç ayırmadan hepsini evlerinden zorla çıkartarak Varşova Gettolarına sürerler. Wladyslaw bir alman subayı sayesinde sürpriz bir şekilde toplama kamplarına gitmekten kurtulur ve Varşova varoşlarında yaşamaya başlar. Bu acımasız savaşta hayatta kalmayı başarır.
Çok etkileyici, aklınızdan hiç çıkmayacak sahnelerle dolu bir film; bir de bütün bu hikayenin gerçek bir yaşam öyküsü olduğunu bilerek izleyince iyice insanın içine işliyor film. Savaşa, savaşlarda yaşanan insanlık suçlarına, ırkçılığa isyan ederek izliyorsunuz.
Adrien Brody'nin oyunculuğu ise tek kelime ile muhteşem. Sanki rolün kimliğine bürünmüş.
Savaşın nasıl acımasız bir gerçeklik olduğunu, ne ırk, ne din, ne yaşlı, ne çocuk, ne kadın bütün değerleri yok sayan nasıl bir dram olduğunu tüm çıplaklığı ile gözler önüne seren bir yapım da. Soykırımın, savaşın bu kadar gerçek bir dille anlatıldığı bu filmi hala izlemediyseniz mutlaka izleyin.
İyi seyirler :)
İkinci Dünya Savaşı başlayıp Almanlar Polonya'yı işgal ettiğinde Wladyslaw yirmi sekiz yaşında genç bir piyanisttir. Genç olmasına rağmen Polonya'nın en başarılı piyanistlerindendir. Varşova radyosunda çalışmakta, konserler vermekte ve bestecilik yapmaktadır. Ülkenin en başarılı piyanistlerinden Wladyslaw'ın savaşla birlikte bütün hayatı tersine döner. Almanlar Polonya'yı işgali sonrasında Yahudilerin yaşam alanları iyice daralmıştır. Almanlar Yahudileri çocuk, yaşlı, genç ayırmadan hepsini evlerinden zorla çıkartarak Varşova Gettolarına sürerler. Wladyslaw bir alman subayı sayesinde sürpriz bir şekilde toplama kamplarına gitmekten kurtulur ve Varşova varoşlarında yaşamaya başlar. Bu acımasız savaşta hayatta kalmayı başarır.
Çok etkileyici, aklınızdan hiç çıkmayacak sahnelerle dolu bir film; bir de bütün bu hikayenin gerçek bir yaşam öyküsü olduğunu bilerek izleyince iyice insanın içine işliyor film. Savaşa, savaşlarda yaşanan insanlık suçlarına, ırkçılığa isyan ederek izliyorsunuz.
Adrien Brody'nin oyunculuğu ise tek kelime ile muhteşem. Sanki rolün kimliğine bürünmüş.
Savaşın nasıl acımasız bir gerçeklik olduğunu, ne ırk, ne din, ne yaşlı, ne çocuk, ne kadın bütün değerleri yok sayan nasıl bir dram olduğunu tüm çıplaklığı ile gözler önüne seren bir yapım da. Soykırımın, savaşın bu kadar gerçek bir dille anlatıldığı bu filmi hala izlemediyseniz mutlaka izleyin.
İyi seyirler :)
Yorumlar
Yorum Gönder